Rehberlik Servisi tarafından düzenlenen “Veli Bilgilendirme Seminerleri”nde bu ayın konusu “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Farkındalığı” idi. İlkokul 3-4. sınıflardan sorumlu Psikolojik Danışman Zeynep Yersel tarafından verilen seminerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivitenin bir bozukluk değil farklılık olduğu vurgulandı.
DEHB’li öğrencilerin genel olarak hangi özellikleri taşıdığını anlatan Yersel, “Çok aktiftir, heyecanlıdır. Sürekli soru sorar. Unutkanlık, erteleme davranışı, eşya kaybetme ve risk alma davranışları görülür. Enerjilerini nasıl doğru yönlendireceklerini ve nasıl organize olacaklarını bilemezler. Erken çocukluk döneminde görülür. Genellikle onları en çok gözlemleme şansına sahip olan sınıf öğretmenleri tarafından fark edilir. Bu özellikleri gösteren çocuklarımızın ortama uyumunu kolaylaştırmak için alternatifler oluşturmalıyız. Bu noktada aile ve okul devreye giriyor. DEHB’li çocuklarımıza kendi yüksek enerjileri ile ortama nasıl uyum sağlayacaklarını öğretmemiz gerekir. Onları diğerlerinden ayıran, onları farklı kılan olumlu yanları parlatmamız gerekir. Bu tür çocuklar çok yaratıcıdır. Kolay sosyal ilişki kurabilirler. Enerjiktir ve espri yetenekleri kuvvetlidir. Sıcak kanlı olurlar ve katı kuralları yoktur.” dedi.
Seminerde, bir çocuğa DEHB tanısını öğretmenlerin, anne babaların ya da yakın çevreden kimsenin koyamayacağını, bu tıbbi tanıyı sadece çocuk psikiyatristinin koyabileceği belirtildi. Psikiyatristin doğru tanı koyabilmesi için aile ve okul ortamı hakkında doğru ve yansız bilgi verilmesinin çok önemli olduğu, tanı konulduğu zaman da aile ve okulun sıkı bir işbirliği yapmasının önemi vurgulandı.
Çocuklarda bu tür belirtiler görüldüğünde hemen DEHB’den şüphelenmek yerine bu durumun davranış öğretiminden kaynaklanıp kaynaklanmadığına ilişkin ailelerin kendilerini sorgulamaları gerektiğinin altı çizildi. Davranış kaynaklı bir sorun varsa önce anne babalar destek almalı ve doğru tutumun ne olduğunu öğrenip kararlılıkla uygulanması gerektiği belirtildi.
Yersel, “DEHB’li çocuklarımızın farklılıklarını toplum içindeki herkesin bilmesi ve davranışlarını buna göre düzenlemesi mümkün değildir. Onların dilinden anlamayan pek çok insanla bir arada yaşamak zorundalar. DEHB’li çocuklarda ergenlik döneminde önemli derecede bir değişim olsa da kesinlikle yüzde yüz iyileşme olmaz. Önemli olan kendini keşfetmesine yardımcı olacak yolları, yöntemleri ona sunabilmektir. Tanı almışsa ilaç kullanımı konusunda doktorun dediğine kulak verin. DEHB’li çocukların aldığı olumsuz geri bildirimler onları çok yaralar. Kişinin kendine dönük olumsuz algısını da yenebilecek hiçbir ilaç yoktur.” dedi.
Velilerin sorularını yanıtlayan Yersel’e Koordinatör Psikolojik Danışmanımız teşekkür belgesi takdim etti.