Şairlerin kıymetli malzemeleriyse harfler, yan yana gelerek duyguları, renkleri, çoğu, azı anlatıyorlarsa o zaman hak eder elbette her biri şiiri. Şair Haydar Ergülen de böyle düşünmüş olacak ki “Nar Alfabesi” adını verdiği şiir kitabını yazmış. Kızı Nar’la çıktığı şiirli yolculuk olarak tanımladığı ve insanı insan yapan doğaya ait tüm güzelliklerin içinde bulunduğu kitabına A harfinden Armut, Ayı ve Ayçiçeği şiirleri ile başlayıp Z harfini baş tacı yapan Zürafa, Zerdali ve Zeytin şiiri ile sonlandırmış kitabını. Bizim ikinci sınıflarımız da büyük bir keyif alarak okumuşlar şiirleri. Sadece okumakla kalmamışlar şiir üzerine düşünmüşler, en sevdikleri şiiri resimlemişler, kendilerini en çok etkileyen mısraları bile bulup çıkarmışlar. Bir heves kaplamış içlerini. Olabilirler miymiş acaba onlar da şair? Öğretmenleri de yüreklendirince almışlar ellerine kalemi kağıdı yazmışlar kendi şiirlerini. Okudukları kitabın şairi ile okul kütüphanesinde bir araya gelince coşmuş minicik yürekleri şaire okumuşlar bu kez kitaptan beğendikleri ve kendi yazdıkları şiirleri. Kitabında şair imzası ve şiirle noktalanan bir haftadan daha güzel ne olabilir?
“Nar Alfabesi”nden Tadımlık
NAR
Ne verimli harfmiş şu N
Çarşıdan alıyorsun bir tane
Eve geliyorsun bin tane
Derken ben, sen düzeltiyorsun hemen
“Ama babacım, hani bir tanendim ben”
Elbette bir tanemsin, nar tanemsin
Biz senin adını Nar koyarken
Kızımız kırmızı saçlı olsun dedik, oldu
Hem de öyle bir ad koyalım ki simgesi olsun
Eşitliğin, çoğalmanın, bereketin, ve doğruluğun
Birde renginden ötürü ateşli bir tutkuyu
Toplamışsın ki hepsi birinin içinde bin nar gibi
hem de dışı güzel olsun hem de içi
Varlığın bize öyle güzel bir armağan ki
Küçük bir teşekkür olsun sana bu Nar Alfabesi
